Pazar, Ağustos 17

Geçiş Sürecindeyim, Bitsin Geliyorum


"Düşman bu zamanlar" dedim sigaramı cebinden çıkarıp masaya koyarken. "Yapma dostum, sadece geçiş süreci bu" dedi iş sahibi kravatli zübbe. "Yapma dostum mu? Amerikan sinemasında hayat bulan karakterler değiliz kardeş!" dedim ve bir sigara yaktım. "Oturduğun koltuktan geçiş sürecini anlatır mısın bana kardeş" dedim Yeşilçam karakterlerinden kopmuş bir edayla. Kaliteli sigarasını yaktı ve "Herkes bu süreçlerden geçer. Sen de bu süreci yaşıyorsun. Benim yaşadıklarımı..." derken sözünü kestim. Sigaramı yaktım ve "Benimle konuşurken önce kravatını çıkartmalasın" dedim. "Neden?" diye sordu. "Neden mi?" dedim ucuz sigaranın en sert dumanıyla. "Bak kardeş! Bana bak! Şu gözlere iyi bak. Bu gözler her türlü şeyi görmüş gözler ve hayalleri olan gözler!" dedim. "Senin gözlerinin gördüğü şeyleri bu gözler görmedi mi sanıyorsun? Hayallerim yok mu sanıyorsun ha söyler misin?" dedi. "Bana bak! Zengin dayı ve amcalarını al da sen, hayallerindeki gemiye sok ve git. Hatta onların aldığı gemiye bin git. Her gün sakal tıraşı olan, kravat takan kişinin hayalleri olamaz" dedim ve masadan kalktım.

Sahil boyu martılar eşliğinde yürüdüm ve düşünmeye başladım. O'na söylediğim sözleri düşündüm. Kravat, sakal, tıraş. Yaktım bir sigara ve banka oturup, yıllar önce kaybettiğimiz adaya bakmaya başladım. Haklıydım. Her gün tıraş olan bir adamın nasıl bir hayali olabilirdi? Boynuna şirket tarafından geçirilmiş idam ipliğini her sabah kendi değil de, annesine ya da eşine bağlatan adamların nasıl bir hayali olabilirdi? Onlar nasıl olur da bu banka oturup kaybedilmiş adanın acısını yaşayabilirdi? Kimsesiz uçan martının kaç kez kanat çırpıp, kaç kanat çırpışta bağırdığını sayabilirdi? Sayamazdı. Çünkü hiç bir kapalı ve lüks mekanlarda martılar uçmaz. Hayaller de uçmaz. Uçamaz!

Sigaram bitince yenisini yakmadan, hayallerin doğduğu banktan kalktım ve yürümeye başladım. Geçiş sürecini düşündüm. "Hangi geçiş süreci ulan" diye sövmeye başladım içimden. Sözlerin tutulmadığı, makam-mevki uğruna kendilerini satan, içindeki Allah korkusunu bir süreliğine kapsama alanı dışına alan, uğruna düşüncelerini, hayallerini pazarlayan insanların olduğu dünya düzeni içerisindeki hangi geçiş süreci? "S...rim sürecini!" dedim ve bir sigara daha yaktım. Sigaramdan derin bir nefes alıp umursamadan bağırdım kimsesiz sokakların içini ısıtırcasına "Si...erim sürecini!" diye. Sürecin işlediği dünya düzeninde ben de yaptım başkaldırımı ve tekrar bağırdım "S...erim sürecini!"