Rafet, günün
yorgunluğunu sırtındaki küfesinde biriktirip eve girdiğinde saat 17 sularında
yelkenlerini açmış bilinmezliğe doğru gidiyordu. Kendisi de bilinmeyen bir
denklemdeki x ve y gibi soru işaretleriyle doluydu. Küfesini nefretle bırakıp,
yatağa doğru uzandı. Hayatın mı acımasızlığı, yatağın eskimişliği mi, midesinin
açlıktan eylem yaptığından mıdır nedir bilinmez uyuyamadı. Sigara yakıp tavanı
izlemeye başladı. Bir süre sonra ayağa kalktı ve camın kenarına gelip dışarıyı
seyre koyuldu. Ufuk çizgisini lime lime
doğramış gökdelenlere baktı ve küfür etti. Sonrasında içinden "Bu
gökdelenlerin yapımında kaç aşık işçi hüznünü sıva yaptı? Kaç işçi hayallerine
beton döktü?" diye sordu kendine.
Neden sonra
evin üzerine yüklediği kasvete daha fazla dayanamayıp dışarı çıktı. Şehrin
kalabalığında seyrek adımlarla yalnızlığa karıştı. Elleri cebinde uzun süre
sokaklarda dolaştı. Kafasındaki düşüncelere kendini
kaptırdığı sırada, av malzemeleri satan bir dükkânın önüne geldi. Bir süre
vitrinde duran malzemelere baktı ve içeri girdi.
-Merhaba
-Buyur
-Bana bir
bomba verin lütfen.
-Anlamadım?
-Bana bir bomba verin lütfen. Çok değil yanlış yere yapılan bir durağı
patlatacak kadar. Bana bir bomba verin ki, yanlış yerde yapılan durakta
bekleyen insanlar, boşu boşuna hayal kurmasın, patlatayım orayı. Lütfen. Hemen
yadırgamayın. Ben bir katil değilim. Devletin yanlış yerde
beklettiği insanların hayallerini düşünecek kadar iyi niyetliyim.
Devlete başkaldıracak biri değilim. Yani belki. Yani birazcık iste. Sadece
yanlış yerde kurulan hayalleri kurtaracak kadar. Yani demek istediğim
şu, o durağı patlatırsam hayaller hak edilen durakta doğar ve güzel bir
devrim baslar. Bilmiyorum işte. Bana birazcık bomba verin. Haydi!
-Ne diyorsun kardeşim? Ne durağı, ne bombası?
dedi av malzemeleri satan kişi kaşlarını çatarak. Gülümsedi Rafet. "Neden
gülüyorsun kardeşim. Hasta mısın nesin? Kafamı buluyorsun benimle!” dedi.
"Bayım sakin olun. Sinirlenmeyin. Siz kaşlarınızı çatıp bana kızınca ‘Niye
Çattın Kaşlarını’ türküsü geldi aklıma. Neşet Ertaş’ın türküsü bilir misiniz?
Belki Neşet Ertaş doğru durakta beklediği için yazabildi o türküyü. Ben o
yanlış yere yapılan durağı patlatsam, insanlar doğru durakta bekleseler ve
hayallerini otobüse bindirseler, belki bir Neşet Ertaş daha ortaya çıkar. Sizce
de olur mu? Bu sebepten ötürü güldüm. Şimdi lütfen bana bomba verin." dedi
Rafet. Sinir katsayısı hızla yükselen satıcı "Kardeşim bana ne insanların
hayallerinden, yazacakları türkülerden. Bomba filan yok bende. İşin gücün yok
mu senin? Çık git dışarı" dedi.
Rafet hiçbir şey demeden çıktı dışarı. Elini cebine götürüp sigarasını
çıkardı. İki adım attıktan sonra eliyle siper edip yaktı. Gökdelenler gözüne
ilişti. Zemin katından başlayıp, son katına kadar süzdü yavaşça. İçinden "Bu gökdelenlerin
yapımına kaç aşık işçi hüznünü sıva yaptı? Kaç işçi beton döktü hayallerine?"
diye tekrar sordu kendine.
Tebrikler çok başarılı buluyorum sayfanızı paylaşımlarınızın devamını merak ile bekliyorum kolay gelsin
YanıtlaSilİlginiz için teşekkür ederim.
Sil