Kalemimi alıp kapatıyorum gözlerimi, en karanlık sokaklara bir çizgi atıyorum. Adam asmaca oynadığımız boş müsvedde kağıdına adımlar atmaya başlıyorum. Bir anlık boşluğumuzda çalınan huzurumuz adına, annemin aldığı kokulu silgiyi çıkarıyorum kalem kutumdan. Sırasıyla başlıyorum tüm kötülükleri silmeye. Savaşı, köle ticaretini, adaletsizliği, yavşaklığı siliyorum. Siliyorum ama izleri kalıyor, çıkmıyor. Silgi kalitesiz diyorum ve kırtasiyeye gidip yeni bir silgi alıyorum. Kaldığım yerden devam ediyorum ama değişen bir şey olmuyor.
Samandıra'dan Diyarbakıra, Trabzon'dan İskoçya'ya, Meksika'ya kadar her yerde çocuklar ağlayarak inletiyor gökyüzünü. Kadınlara atılan her tokat, Hiroşima'ya atılan atom bombalarını andırıyor. Bitki yeşermiyor gözlerinde, meyve vermiyor. Yine umrumuzda olmuyor çünkü seralardan sunulan bol hormonlu duygular satın alınıyor.
Daha fazla uzatmıyorum ve vazgeçiyorum her şeyden. Kalemimi silgimi dolabıma kaldırıyorum. Kalemler görünmez yazıyor çünkü, silgiler görüneni silemiyor. Gözlerimi kapatıp evrene mesaj yolluyorum. "Bana biraz boşverir misin? Söz ödeyeceğim."
Ne çok kırigimız cıkigimz var.gorüpte birsey yapamamak en igrenç duygu...elinle olmazsa dilinle dilinle olmazsa kalbinle bugzet ama bu en aşagisidir. gercekten de öle yapabilecegimiz eylemleri kalbimizde biraktigimiz surece zülm devam edecek bu da yetmezmiş gibi bizde zalim olacagiz...
YanıtlaSil