Dedem güne başlamanın en iyi yolu yüzü yıkamak değil, sigara yakmaktır derdi hep. Dedemden kalan tek nasihattı ve onun hakkını veriyordum. Aynı zamanda arkadaşına günaydın demenin en ateşli ve dumanlı yolunda emin paketlerle yola devam ediyordum.
Şehrin kalbine doğru giderken, kalp sıkışmalarım şiddetini arttırıyor ve nefesimde elektirik kesintileri oluyordu. Hemen bi' telefon kulübesine girip, suni tenefüse başlıyordum. Heyhat! bu kulübede, kaç insan annesinin nefesinin tükendiği, köpeğinin çalındığı, sevgilisi tarafından aldatıldığı haberini aldı kim bilir. Bilinmez ama tahmin edilir.
İnsanlar yapamadıkları şeyi merak eder ve hayaller kurar. Bazen tam anlamıyla yapamaz ve imitasyon yollara iter kendini. Bi' arabam olsa da efkarımı şu karşı dağın yamacında sigaramla yaşasam dediğim çok oldu. Ehliyetim olmadığı için, go-kart pistine gittim birgün. Kimsecikler yoktu. Motoru en sağlam arabayı istedim. "Eşin yok mu?" dedi bana. "Eşim olur musun?" dedim. Afalladı. "Rakibim ol" dedim. "Tamam" dedi. Başladık ve yenildim. İnmedim arabadan. En keskin viraja doğru hızla sürdüm. Bastım frene ve çektim kenara. Bi' sigara yaktım. Yanıma geldi. "Ne yapıyorsun" dedi. "Kaybettim ve efkarımı yaşıyorum arabamı süremediğim karşı dağın yamacına bakarak" dedim. "Ya sen?"
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder