Savaş çığlıklarını duyar gibiyim
şarjörleri süsleyen mermileri görüyorum
namlular hedefi kalplere doğrultmuş
birazdan kırmızıya boyuyacak toprağı
bilmedikleri bir şey var ama
toprak sevmez kanın kırmızısını
çileğe mineral verip büyümesini ister
elmaların, kirazların rengini sever...
uçakların gökyüzünü yardığını görüyorum
pervanesinde moleküllerine ayrılan kırlangıçlara aldırmadan
tüyler gökyüzünde
savaş makinelerine sitemle son kez uçuyor
gökyüzü kapanıyor içine
gidenin ardından boşaltıyor gözyaşlarını
tankların yürüdüğünü görüyorum
kara kaplumbağaları suya doğru koşuyor
ağaçkakanlar sincaplar için oyuyor kovukları
köstebekler endişeyle deliyor yeraltını
ağaçlar rüzgarla konuşup
ağıtlar yakıyor nebatata
kundaktaki çocukları görüyorum
geleceğe gülümsüyorlar habersiz
anneler gözyaşı depoluyor çaresiz
her damla bir bedduayı armağan ediyor
vahşeti meslek benimsemiş mahlukata.
yeraltı masumlara açarken kollarını
dişlerini sıkarak bekliyor
güzelliklerin karnına bıçağı sokanları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder